Anasayfa / Makalelerimiz / V-69 ve V-154 Tahdit Kodlar Türkiye’ye Giriş Yasağı ve Kaldırma Yolları
Türkiye’de yabancılar hakkında tahdit kodu adı verilen bazı kısıtlama kodları uygulanabilir. Özellikle V-69 tahdit kodu ve V-154 tahdit kodu, deport edilen yabancılar (sınır dışı edilen) ve Türkiye’ye giriş yasağı ile karşılaşan kişiler açısından sık duyulan kodlardır. Bu yazıda V-69 ve V-154 kodlarının ne anlama geldiğini, ne zaman uygulandığını, yabancılar için hangi süre ve etkileri doğurduğunu açıklayacak; ayrıca tahdit kodu nasıl kaldırılır sorusunun cevabını, meşruhatlı vize ile giriş imkânlarını ve dava sürecini ele alacağız. Yabancı uyruklu kişilere yönelik açık, sade ve bilgilendirici bir rehber olması amaçlanan bu içerikte, gerektiğinde göç hukuku avukatı desteğinin önemine de değineceğiz.
V-69 tahdit kodu, Türkiye’de ikamet izni (oturma izni) iptal edilen yabancılar hakkında uygulanan bir kısıtlama kodudur. Bir yabancının Türkiye’de sahip olduğu ikamet izni belirli sebeplerle iptal edilmiş ve kişi sınır dışı (deport) edilmişse, yetkili makamlar tarafından o yabancı hakkında V-69 kodu konulur. Bu kodun amacı, ikamet izni şartlarını ihlal eden ve deport edilen kişinin yeniden Türkiye’ye girişini ve yeni bir ikamet izni almasını engellemektir.
V-69 tahdit kodu konulduğunda, ilgili yabancı uyruklu kişi ciddi bir yaptırımla karşılaşır: yaklaşık 5 yıl boyunca Türkiye’de ikamet izni alamaz ve fiilen bu süre boyunca ülkeye giriş yasağı uygulanır. Başka bir deyişle, V-69 kodu, yabancının adeta siciline işlenen ve Türkiye’ye giriş çıkışlarda karşısına çıkan bir uyarı niteliğindedir.
V-69 kodu ne zaman ve neden uygulanır? Bu kodun konulmasına yol açan durumlar, yabancının ikamet izni kurallarına aykırı davranması ve bu nedenle ikamet izninin iptal edilmesidir. İkamet izni iptalini gerektiren birçok durum olabilir. Örnek olarak V-69 tahdit koduna neden olabilecek bazı yaygın durumlar şunlardır:
Sahte Belge veya Bilgi Kullanımı: Yabancı kişinin ikamet izni başvurusu sırasında sahte belge sunması veya gerçeğe aykırı bilgi vermesi (bu durum tespit edildiğinde izni iptal edilir ve V-69 konulur).
İzinsiz Çalışma: İkamet izniyle Türkiye’de bulunan yabancının, gerekli çalışma izni olmaksızın çalıştığının tespit edilmesi (örneğin turist veya öğrenci ikameti alıp kaçak şekilde çalışmak).
İkamet Amacına Aykırı Davranış: Verilen ikamet izni türünün amacı dışında kullanılması. Örneğin, öğrenci ikamet izni alıp hiç eğitime devam etmemek veya başka işlere yönelmek, ya da aile ikamet izni alıp aile birliğini fiilen sona erdirmek.
Adres Bildirim İhlali: Yabancının adres değişikliğini resmi makamlara bildirmemesi veya gerçeğe aykırı adres beyanında bulunması (bu da ikamet iptaliyle sonuçlanabilir).
Yukarıdaki durumlar gerçekleştiğinde Göç İdaresi Genel Müdürlüğü veya İl Göç İdaresi, yabancının ikamet iznini iptal ederek sınır dışı kararı alır. Deport edilen yabancı hakkında da V-69 tahdit kodu işlenir. Bu sayede, kişi bir sonraki giriş denemesinde pasaport kontrolünde engelle karşılaşacak ve yasağın süresi boyunca Türkiye’ye alınmayacaktır.
V-69 tahdit kodunun en önemli etkisi, ilgili yabancıya belirli bir süre Türkiye’ye giriş yasağı uygulanmasıdır. Genel uygulamada V-69 kodu konulan yabancılar için 5 yıllık bir giriş yasağı süresi öngörülür. Yani yabancı, deport edildiği tarihten itibaren beş yıl boyunca Türkiye’ye gelemez ve hiçbir türde ikamet izni alamaz. Bu süre zarfında kişi turistik vizeye başvursa da, e-vize almaya çalışsa da sistemdeki V-69 kaydı nedeniyle başvurusu reddedilebilir veya sınır kapısında geri çevrilebilir.
Giriş yasağının etkileri yabancı uyruklu kişiler için oldukça ciddidir. Türkiye’de işini, ailesini veya eğitimini bırakmak zorunda kalan kişi, yasağın süresi bitene kadar bu planlarını ertelemek durumunda kalır. Ayrıca giriş yasağı süresince Türkiye’de yasal olarak bulunamayacağı için, ülkede olmayı gerektiren herhangi bir işlem (örneğin taşınmaz mal satışı, evlilik işlemleri, v.b.) yapamaz. İş hayatı veya ailevi bağları Türkiye’de olan yabancılar için 5 yıllık bir ayrılık büyük sorunlar yaratabilir. Bu nedenle, V-69 tahdit kodu bulunan kişiler, yasağın haksız yere konulduğunu düşünüyorlarsa veya özel durumları varsa, yasağın kaldırılması için girişimde bulunmalıdır.
Birçok yabancının merak ettiği kritik soru şudur: tahdit kodu nasıl kaldırılır? Özellikle V-69 tahdit koduna maruz kalanlar, 5 yıl beklemek yerine bazı hukuki yollarla bu kodu iptal ettirme şansına sahiptir. V-69 kodunun kaldırılması için izlenebilecek başlıca yollar şunlardır:
İdari İtiraz (Başvuru) Yoluyla Kaldırma: İlk etapta, kararın çıktığı makama karşı idari itiraz yapılabilir. Yani deport kararını veren İl Göç İdaresine veya ilgili makama, V-69 kodunun kaldırılması talebiyle başvuru dilekçesi sunulur. Bu dilekçede, tahdit kodunun haksız olduğunu gösteren belge ve gerekçeler sunmak önemlidir. Örneğin, ikamet izni iptaline neden olan sorunun giderildiği, yanlışlığın düzeltildiği veya yabancının Türkiye’de kalmasını gerektiren insani sebepler (sağlık problemi, aile birliği vb.) varsa bunlar belirtilmelidir. İdare, yapılan başvuruyu inceler ve uygun görürse tahdit kodunu kaldırabilir. Ancak uygulamada idari başvuruların başarılı olma oranı düşüktür; çoğunlukla Göç İdaresi ilk kararını koruma eğilimindedir.
İdari Dava (Yargı) Yoluyla Kaldırma: İdari itirazdan sonuç alınamazsa, yargı yoluna başvurmak gerekebilir. Türkiye’de yabancılar hakkında verilen sınır dışı etme kararlarına karşı idare mahkemesinde iptal davası açılabilir. V-69 tahdit kodu temelinde alınan deport kararına karşı, tebliğden itibaren 7 gün içinde dava açmak gereklidir. Bu süre kaçırılırsa, hukuki süreç zora girebilir. İptal davası açıldığında, mahkeme süreci sonuçlanana kadar deport işlemleri genellikle durur; yani yabancı hakkında V-154 kodu (davaya başvuru kodu) işlenir ve kişi karar çıkana dek sınır dışı edilmez (detayları aşağıda ele alınacaktır). Dava sonucunda mahkeme yabancı lehine karar verirse, V-69 kodu ve giriş yasağı tamamen kaldırılır. Eğer mahkeme yabancının aleyhine karar verirse, tahdit kodu aynen devam eder ve kişi kalan süre boyunca Türkiye’ye giremez. İdari dava sürecinde hukuki temsil önemli olduğu için, bu aşamada alanında uzman bir göç hukuku avukatı ile çalışmak yararlı olacaktır.
V-69 tahdit kodu veya benzeri giriş yasağı olan yabancıların sıkça sorduğu bir diğer konu da meşruhatlı vize konusudur. Meşruhatlı vize, kısaca üzerinde özel bir açıklama (meşruhat) bulunan vize anlamına gelir ve deport edilmiş yabancıların istisnai durumlarda Türkiye’ye yeniden giriş yapabilmesi için oluşturulmuş bir mekanizmadır. Bu vize türü, normal şartlarda giriş yasağı olan bir yabancıya, belirli bir sebep ve süre için ülkeye gelme izni tanır.
Meşruhatlı vizeye başvurular, yabancının kendi ülkesindeki veya bulunduğu ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti dış temsilciliği (Büyükelçilik veya Konsolosluk) aracılığıyla yapılır. Başvuru dilekçesinde, kişinin Türkiye’ye neden tekrar girmek istediği ve özel durumu ayrıntılı şekilde açıklanır. Örneğin, Türkiye’de devam eden bir mahkeme duruşmasına katılmak, ciddi bir sağlık tedavisi görmek, aile birleşimi amaçlı özel bir durum veya benzeri insani gerekçeler meşruhatlı vize talebine konu olabilir.
Meşruhatlı vize almak mümkün mü? Evet, mümkündür ancak tamamen idarenin takdirine bağlıdır. Her başvuran yabancı bu vizeyi alacak diye bir kural yoktur. Özellikle kamu düzeni, genel güvenlik veya kamu sağlığı gerekçeleriyle deport edilenlere genellikle meşruhatlı vize verilmez. Yani eğer kişi bir suç faaliyetinden ötürü sınır dışı edilmişse ya da toplum güvenliğini tehdit eden bir durumu varsa, bu istisnai vizeye başvursa bile reddedilmesi olasıdır. Ancak sebebi daha hafif olup da Türkiye’de çok önemli bağlantıları veya mağduriyetleri olan yabancılar için bir şans olarak değerlendirilebilir. Meşruhatlı vize alınabildiği takdirde, vize süresi boyunca yabancı Türkiye’ye giriş yapabilir ve belirtilen süre kadar ülkede kalabilir (süre bitiminde tekrar çıkış yapması gerekir).
Özetle, meşruhatlı vize, Türkiye’ye giriş yasağı bulunan yabancılar için bir umut kapısıdır fakat garanti bir çözüm değildir. Başvurunun dikkatli hazırlanması ve güçlü gerekçeler sunulması önem taşır. Bu süreçte de bir hukuk profesyonelinden danışmanlık almak faydalı olabilir.
V-154 tahdit kodu, yabancılar açısından bir cezai kısıtlama değil, bir bilgilendirme kodu niteliğindedir. Anlamı, “sınır dışı edilme kararına karşı idare mahkemesinde başvuru” yapılmış olmasıdır. Yani bir yabancı hakkında deport (sınır dışı) kararı alındıktan sonra, kişi bu karara karşı yasal süre içinde idari mahkemede dava açarsa, sistemde V-154 kodu işlenir. Bu kod, ilgili yabancının deport kararına itiraz sürecinde olduğunu gösterir.
V-154 kodu konulan yabancı, hukuki olarak deport kararının sonuçlarını beklemeye almış demektir. Bu kodun kendisi yabancıya ek bir yasak veya ceza getirmez; tam tersine mevcut deport işleminin yargı denetimine girdiğini gösterir. Kısaca, V-154 tahdit kodu “bu kişi hakkında mahkeme süreci devam ediyor” bilgisini içerir.
V-154 kodunun hukuki anlamı, ilgili yabancının sınır dışı işlemlerine karşı hukuki koruma arayışında olduğunu göstermesidir. Bu kod işlendiğinde, deportasyon işlemi mahkeme sonuçlanıncaya kadar durur. Yabancı kişi, sınır dışı kararına karşı açtığı iptal davası süresince Türkiye’de kalabiliyorsa kalır; genelde de idare, mahkeme süreci tamamlanmadan kişiyi zorla çıkarmamaktadır. Hatta Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu uyarınca, deport kararına dava açıldığı zaman, ayrıca bir “yürütmeyi durdurma” kararı almaya gerek kalmaksızın sınır dışı etme işlemi otomatik olarak durur. V-154 kodu da işte bu durumu kayıt altına alan bir koddur.
Süreç nasıl işler? Yabancı, deport kararını öğrendiği andan itibaren 7 gün içinde idare mahkemesine başvurur. Başvuru yapıldığında V-154 kodu konur ve hukuki süreç başlar. Bu aşamada yabancı şahıs eğer halihazırda geri gönderme merkezinde idari gözetim altında tutuluyorsa, mahkeme süreci boyunca orada kalmaya devam edebilir. Bazı durumlarda yabancı hakkında idari gözetim kararı verilmeyip adli kontrol gibi yöntemler uygulanmış olabilir; bu durumda kişi Türkiye’de kendi başına, ancak düzenli imza verme veya adresini bildirme gibi yükümlülüklerle de bulunabiliyor olabilir. V-154 kodu, yabancının ülkeyi terk etmeyip yargı yolunu kullandığını gösterdiğinden, hukuki süreç sonuçlanana kadar yeni bir gelişme olmadıkça deport edilme işlemi askıdadır.
Önemle vurgulamak gerekir ki V-154 kodunun kendisi bir giriş yasağı değildir. Bu kod, yukarıda belirtildiği gibi bilgilendirme amaçlıdır ve tek başına yabancının ülkeye girişini yasaklayan bir kod sayılmaz. Ancak V-154 kodu genellikle başka bir tahdit koduyla bağlantılıdır: Yabancının itiraz ettiği sınır dışı kararının dayanağı olan kod (örneğin V-69 veya başka bir “C” kodu) arka planda bulunabilir. Mahkeme süreci devam ederken bu asıl kodun etkileri geçici olarak durdurulmuş olsa da, yabancı ülke dışında ise fiilen Türkiye’ye gelmesi hala engellenebilir.
Fiili uygulamada, eğer yabancı sınır dışı edilmeden önce dava açıp V-154 kodu aldıysa ve Türkiye’de kalmaya devam ediyorsa, ülke içinde kalışına izin verilir (ancak çoğu zaman bu kişi bir geri gönderme merkezinde tutulur). Eğer kişi deport edildikten sonra dışarıdan dava açtıysa (örneğin avukatı aracılığıyla Türkiye’de dava sürdürülüyorsa), V-154 kodu bulunması o kişinin hemen geri gelebileceği anlamına gelmez; çünkü mevcutta bir deport kararı ve giriş yasağı mevcuttur, sadece yargı denetimindedir. Bu durumda yabancı, meşruhatlı vize almadıkça veya dava sonuçlanıp kazanmadıkça, Türkiye’ye girişte sorun yaşamaya devam edebilir.
Özetle, V-154 kodu altında giriş yasağı uygulaması normal koşullarda askıda kalır ancak tamamen ortadan kalkmış değildir. Kodun fiili durumu, yabancının dava sürecindeki konumuna göre değişir. Dava süresince Türkiye’de bulunanlar için V-154 kodu bir koruma sağlar; ülke dışında olanlar için ise sadece hukuki sürecin işlediğini gösterir ama pratikte giriş yapabilmeleri yine mahkeme kararına veya özel izinlere bağlı olur.
V-69 gibi bir tahdit koduna dayanak teşkil eden sınır dışı etme kararına karşı idari dava süreci, genellikle hızlı ilerleyen bir süreçtir. Yabancılar, kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde idare mahkemesine başvurmalıdır. Bu süre çok kısa olduğu için, deport kararı ile karşılaşan bir yabancının vakit kaybetmeden hukuki destek alarak dava dilekçesini hazırlatması hayati önemdedir.
Davayı süresinde açtıktan sonra, mahkeme dilekçeyi işleme alır ve ilgili idarenin savunmasını ister. Ortalama karar süresi idare mahkemelerinde 4 ila 6 ay arasında değişmektedir. Bazı durumlarda yoğunluk veya ek bilirkişi incelemeleri nedeniyle bu süre uzayabilir; ancak yabancılar bakımından dava konusu genellikle belgeler üzerinden incelendiği için mahkemeler makul sürede karar vermektedir.
İdare mahkemesi, dosyadaki delilleri değerlendirerek ya deport (sınır dışı) kararını iptal eder ya da davayı reddeder. İdare mahkemesinin verdiği karar, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu gereğince kesin niteliktedir; yani normal şartlarda istinaf veya temyize gidilemez. Ancak olumsuz bir karar çıkması halinde yabancının hala hakkını arayabileceği yollar tamamen tükenmez: Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaparak hak ihlali iddiasında bulunmak mümkündür (bu süreçte tedbir talep edilerek kişinin durumunun yeniden değerlendirilmesi istenebilir). Ayrıca uygun durumlarda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru yolu da düşünülebilir (nitekim tahdit kodları listesinde V-155 kodu, AİHM’e yapılan tedbir başvurularını temsil eden bir koddur).
Dava süreci sonunda eğer yabancı lehine karar verilirse, hakkında konulmuş olan V-69 gibi tahdit kodları kaldırılır ve Türkiye’ye giriş yasağı sona erer. Yabancı böylece ülkeye dönebilir, gerekiyorsa yeni ikamet izni başvurusunda bulunabilir. Eğer dava olumsuz sonuçlanırsa, mevcut giriş yasağı süresi ne kadarsa o tamamlanana kadar devam eder. Bu noktada başka hukuki mercilere başvuru düşünülmüyorsa, yabancı kalan süreyi beklemek durumunda kalacaktır.
Gerek V-69 tahdit kodu gerekse V-154 kodu ile uğraşmak, yabancılar için karmaşık ve stresli bir süreç olabilir. Türk idari ve yargı prosedürlerine hakim olmadan, dil engeli de mevcutsa, tek başına tahdit kodu kaldırma girişimleri zorlayıcıdır. Hukuki süreçlerde yapılacak küçük bir hata (örneğin 7 günlük dava açma süresini kaçırmak, dilekçede önemli bir noktayı belirtmemek, ya da yanlış makama başvurmak) telafisi güç sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle hukuki destek almak son derece önemlidir.
Alanında uzman bir göç hukuku avukatı, hem idari başvuru hem dava aşamasında yabancıya yol gösterir. Sunulacak belgelerin hazırlanması, dilekçelerin yazılması, mahkeme sürecinin takibi gibi teknik konularda profesyonel destek, başarı şansını artırır. Ayrıca, her yabancının durumu farklı olabilir; birinin sağlık gerekçesi varken diğerinin ailevi bağı olabilir, bir başkasının ise ikamet ihlalinde kusuru olmayabilir. Bu özgün durumların en iyi şekilde ortaya konulabilmesi için deneyimli bir avukatın strateji geliştirmesi gerekir.
Unutmayınız ki, Türkiye’de uygulanan tahdit kodları ve giriş yasakları konusunda Enes Nergiz Hukuk Bürosu gibi göç hukuku alanında deneyimli ekiplerden destek almak, hakkınızın korunması açısından faydalı olacaktır. Profesyonel yardım alarak hem süreci doğru yönetebilir hem de hak kaybı riskinizi en aza indirebilirsiniz. Eğer sizin de V-69, V-154 veya başka bir tahdit kodu ile ilgili sorununuz varsa, hukuki danışmanlık için Avukat Enes Nergiz ile iletişime geçin. Uzman desteği ile hareket etmek, Türkiye’ye dönüş yolunda en güvenilir adım olacaktır.
