Anasayfa / Makalelerimiz / SINIR DIŞI ETME KARARI
Yürürlükten kaldırılan (mülga) 5683 Sayılı Kanunda, ülkeden çıkma daveti yapıldıktan sonra bunu yerine getirmeyenler için zorlayıcı tedbir olarak ön görülen sınır dışı işlemi, karar alma sürecine dayanan bir yapı içinde YUKK’ta yeniden düzenlenmiş; tartışmaların odak noktasını oluşturan anlaşılması güç genel ifadelerden mümkün olduğunca kaçınılmıştır.Söz konusu mülga 5683 Sayılı Kanun’un19’uncu maddedeki sınır dışı düzenlemesine göre, yabancıların sınır dışı edilebilmesi için başlıca iki neden ön görülmüştü: Birincisi “umumi güvenlik”, ikincisi siyasi ve idari icaplara aykırılıktır. İçeriği ve sınırları belli olmayan bu kavramlar, zaman içinde sınır dışı etme işleminin omurgasını oluşturulmuş ve uygulama idarenin geniş takdir yetkisi altında şekillendiğinden tartışmalar hep sürülmüştür.
YUUK’ta “sınır dışı etme kararı (removal decision)” kilit öneme sahiptir.Sınır dışı etme kararının düzenlediği 53’üncü maddenin bir an için metinden çıkarılmış olduğu düşünüldüğünde, daha sonra teselsül eden (ardı sıra gelen) sınır dışı hükümlerinin dayanağının ortadan kalktığı görülecektir.Dolayısıyla sınır dışı işleminin bir karara dayanması muğlak koşuldur. Kanun’da sınır dışı bölümü,idareye,yabancıları sınır dışı edebilme hakkı tanıyarak başlamakta, ancak bunu bir sınır dışı kararıyla yapılabileceği belirtilmektedir
“Yabancılar, sınır dışı etme kararıyla ,menşe ülkesine veya transit gideceği ülkeye yada üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilebilir”(YUKK,md.52/1).
Madde metnine göre sınır dışı etme işleminin zorunlu unsurları şunlardır:
a)Türk vatandaşı olmama
Sınır dışı işleminden söz edilebilmesi içi, işleme konu olan kişinin hukuken yabancı olması kuraldır. Türk vatandaşlığı bulunan, hali hazırda vatandaşlıktan çıkmamış veya çıkarılmamış bir kimse hakkında YUKK’ın 52’nci maddesi kapsamında işlem yapma olanağı yoktur.
b)Alınmış sınır dışı kararı
İdarenin bu konuda mevzuata uygun olarak almış olduğu sınır dışı etme kararı, işlemin ikinci unsurudur. Yazılı olmayan ve tebliğ edilmemiş bir emirle sınır dışı işlemlerime başlanılamayacaktır.
c)Gönderilecek ülkenin tespiti
Sınır dışı işlemde yabancının kendi ülkesine gönderilmesi önceliktir. Buna göre, ,transit kullanacağı ülkeye yada üçüncü bir ülkeye sınır dışı etme, ikinci veya üçüncü seçenek olarak getirilmelidir. İlk olarak ”menşe ülkesine” ibaresinin kullanılmasının bir amaca yönelik olduğu açıktır. Uluslar arası göç hukukunun yazılı yada genel teamülleri de uygulamanın doğal yapısının bu şekilde olduğunu ortaya koymaktadır.
“Menşe ülke(countury oforigi)” tabiri göç literatüründe,’göç akınların düzenli yada düzensiz olarak kaynağı durumundaki ülke’ şeklinde ifade edilmektedir. Sınır dışı işlemine de konu olan yabancının düzensiz göçün bir parçası haline geldiğini göz önüne aldığımızda menşe ülke; yabancının uyruğunda bulunduğu, vatandaşı olduğu ülkedir.Kanun koyuncunun“ülkesine” ibaresi yerine “menşe ülkesi” ibaresini tercih etmesi,kavramın kapsamını genişletme amaçlıdır. Çünkü yabancının uzun süre kaldığı veya kalma hakkının bulunduğu ülke de menşe ülke sayılabilmektedir.
Sınır dışı işleminin ülkede kalması arzu edilmeyen yabancıların ülke sınırları dışına çıkarılması işlemi olduğu açıktır. Bu işlemin gerekçeleri; vize süresini ihlal etmek,izinsiz çalışmak vb. idari emirleri yerine getirmemek olabileceği gibi kamu düzeni ve güvenliği yada kamu sağlığı açısından ciddi tehdit özelliği taşıyan adli suçlara karışmak da olabilmektir.Bu durumda, yabancıların kendi ülkesi dışındaki ülkelere sınır dışı edilmelerinin yaygın bir uygulamaya dönüşmesi bir takım olumsuz durumları da ortaya çıkartabilecektir. Örneğin, yaygınlaşacak bu tip uygulamalar ’kişileri o ülkeden gizleme’ algısını da doğurabileceğinden, zamanla iki ülke arasındaki iyi niyet ve güvene dayalı ilişkilere zarar verme potansiyeli taşımaktadır. Kaldı ki, üçüncü bir ülkeye sınır dışı etmenin gündeme gelmesi için haklı nedenlerin ortaya çıkmış olması gerekir.
Bunlardan bazıları şunlardır:
Sınır dışı edilme kararına dayanak teşkil eden sebeplerin gerçekten haklı sebebe dayanıp dayanmadığı, her somut olayın mahiyetine göre değişiklik arz edecektir. Dolayısıyla Türkiye Yabancılar hukuku avukatından danışmanlık hizmeti almanız, hakkınızın korunmasında hayli öneme sahiptir.