Anasayfa / Makalelerimiz / Nama İfaya İzin Davası
Nama ifaya izin davası, inşaat hukuku ve borçlar hukuku alanlarında özellikle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde karşılaşılan önemli bir hukuki süreçtir. Yüklenicinin işini tamamlamadığı ya da sözleşmeye aykırı şekilde eksik bıraktığı durumlarda, arsa sahibi mahkemeye başvurarak inşaatın kalan kısımlarını tamamlama yetkisi talep edebilir. Bu yazıda, nama ifaya izin davasının nasıl açıldığı, avans ödemesi, Yargıtay kararları ve sürecin nasıl işlediği hakkında geniş bir açıklama sunacağız. Aynı zamanda her aşama için öğretici örnek vakalar sunacağız.
Nama ifa, yükümlülüğünü yerine getiremeyen bir borçlunun yerine, alacaklının borcu ifa etmesine imkan tanıyan bir hukuki süreçtir. İnşaat projelerinde nama ifa, bir yüklenicinin inşaatı tamamlayamaması veya eksik bırakması durumunda arsa sahibine inşaatı tamamlama yetkisi verilmesi anlamına gelir.
Örnek Vaka: Ahmet Bey, yüklenici XYZ İnşaat ile arsa payı karşılığı bir inşaat sözleşmesi yapar. Ancak XYZ İnşaat, projeyi %70 seviyesine kadar tamamladıktan sonra işi bırakır. Ahmet Bey, inşaatın tamamlanabilmesi için mahkemeye başvurarak nama ifa izni talep eder. Mahkeme, bilirkişinin hazırladığı rapor doğrultusunda inşaatın tamamlanması için gerekli olan bedeli hesaplar ve Ahmet Bey'e inşaatı tamamlaması için yetki verir.
Çözüm: Ahmet Bey, Türk Borçlar Kanunu (TBK) madde 113'e dayanarak nama ifa izni almış ve inşaatı tamamlama hakkına sahip olmuştur. Bu dava, yüklenicinin inşaatı zamanında bitirmediği durumlarda iş sahibine verilen bir çözüm yoludur.
Nama ifaya izin davası, TBK madde 113 ve TBK madde 106-108 hükümlerine dayanır. Bu maddelere göre, bir borçlu yükümlülüğünü yerine getirmezse, alacaklı taraf borçlunun yerine bu işi yapabilir veya yaptırtabilir. Bu tür bir dava açabilmek için ise yüklenicinin borcunu ifa etmemesi, sözleşmenin varlığı ve bu ifanın eksik ya da kusurlu olduğu kanıtlanmalıdır.
Örnek Vaka: Mehmet Bey, evinin tadilatı için Ali Usta ile bir sözleşme yapar. Ali Usta, tadilatın belirli bir aşamasını tamamladıktan sonra işi bırakır. Mehmet Bey, mahkemeye başvurarak Ali Usta'nın eksik bıraktığı işleri tamamlamak üzere nama ifa izni talep eder. Mahkeme, Ali Usta'nın sözleşme hükümlerine aykırı davrandığını tespit ederek Mehmet Bey'e eksik işlerin tamamlanması için izin verir.
Çözüm: Bu vakada, TBK madde 113 uygulanmış ve Mehmet Bey, yüklenicinin yerine işin geri kalanını tamamlamıştır. Bu süreçte mahkemenin onayı ve bilirkişi raporu önemli bir rol oynamıştır.
Nama ifa izni talep eden tarafın, inşaatın imar mevzuatına uygun olduğunu kanıtlaması gerekir. Bir inşaat, imar kanunlarına uygun değilse, nama ifa izni verilmesi mümkün olmaz. İmar mevzuatına aykırı bir yapı "yasal yapı" kabul edilmediğinden, bu durumda öncelikle yapı imar mevzuatına uygun hale getirilmelidir.
Örnek Vaka: Yapı denetim uzmanı Cemil Bey, arsa sahibi Nermin Hanım'a ait inşaatta bazı eksiklikler tespit eder. Ancak, inşaatın bir kısmı imar mevzuatına aykırıdır ve bu nedenle nama ifa izni alınamaz. Nermin Hanım, mahkemeden önce inşaatı imar planına uygun hale getirmek zorundadır.
Çözüm: Bu durumda, Nermin Hanım eksik işlerin tamamlanması için nama ifa izni talep etmeden önce imar mevzuatına uygunluk sağlamak zorundadır.
Nama ifaya izin davasında mahkeme, eksik kalan işlerin tamamlanması için gerekli olan maliyeti belirler ve bu maliyet avans olarak mahkeme veznesine yatırılır. Peyderpey ödeme sistemiyle, eksik işler tamamlandıkça, mahkemenin izniyle avans fonundan belirli miktarlar çekilir. Bu süreç, inşaatın sorunsuz ilerlemesini ve maliyetlerin düzgün yönetilmesini sağlar.
Örnek Vaka: Arsa sahibi Leyla Hanım, yüklenicinin tamamlamadığı 5 dairenin eksik işlerini yapmak için nama ifa izni alır. Mahkeme, bu eksik işlerin maliyetini 300.000 TL olarak belirler ve bu bedelin avans olarak mahkeme veznesine yatırılmasına karar verir. Leyla Hanım, inşaatın her aşaması tamamlandıkça mahkemenin izniyle avans fonundan para çekerek eksik işleri tamamlar.
Çözüm: Leyla Hanım, peyderpey avans çekme sistemiyle inşaatı kademeli olarak tamamlar. Mahkeme her aşamada bilirkişi raporuna dayanarak izin verir.
Yargıtay’ın bu konuda verdiği kararlar, sürecin nasıl işlemesi gerektiğine dair önemli kriterler belirlemiştir:
Nama ifaya izin davası, inşaatın eksik kalan kısımlarının tamamlanması için arsa sahibine verilen bir hukuki çözümdür. Bu süreçte imar mevzuatına uygunluk, eksik işlerin tespiti, avansın peyderpey kullanımı ve Yargıtay’ın bu konudaki kararları dikkatlice takip edilmelidir.
Nama ifa davası açacak olan taraflar, bu davanın detaylarını iyi bilmeli ve mahkemeye eksik işlerin nasıl giderileceğine dair net belgeler sunmalıdır.
Gayrimenkul Avukatının Önemi ve Nama İfaya İzin Davalarında Rolü
Nama ifaya izin davaları ve inşaat hukuku konularında karşılaşılan hukuki süreçler oldukça karmaşıktır. İmar mevzuatına uygunluk, yüklenicinin eksik işleri ve avans ödemeleri gibi teknik detayların bulunduğu bu tür davalarda bir gayrimenkul avukatı ile çalışmak son derece önemlidir. Gayrimenkul avukatları, arsa sahipleri ve yükleniciler arasında doğan uyuşmazlıkların çözümünde hukuki danışmanlık sağlayarak, sürecin doğru yönetilmesine yardımcı olurlar. Özellikle Yargıtay içtihatlarına hakim bir gayrimenkul avukatı, müvekkillerine eksik işlerin tespiti, sözleşme feshi, avans ödemeleri ve icra süreçlerinde etkin çözümler sunar.
Eğer siz de inşaat projeleri veya arsa payı karşılığı sözleşmelerle ilgili hukuki sorunlar yaşıyorsanız, alanında uzman bir gayrimenkul avukatı ile çalışarak haklarınızı en iyi şekilde koruyabilir ve nama ifaya izin gibi davalarda avantaj elde edebilirsiniz.