Anasayfa / Makalelerimiz / İstanbul Fikri Mülkiyet
İstanbul fikri mülkiyet avukatı özellikle de fikri mülkiyet hukuku alanında deneyimli olan, mevzuatlara uyum sağlayan ve aynı zamanda da mevzuatların yeniliklerini takip eden kişiler olarak karşımıza çıkar. Bu kapsamda kişilerin ticari faaliyetlerindeki hukuki unsurlarını düzenleyen ve bununla birlikte hukuki uyuşmazlık durumlarına çözüm bulan kişilerdir. Fikri mülkiyet avukatları hukuksal araştırma da yapar ve korunma ve tescilli hale gelir. Söz konusu olan mülkiyet hukukundan doğan ilişkiler ve uyuşmazlık konularında bu avukatlar görev yapabilen kişilerdir.
Avukatlar geniş kapsamlı olacak şekilde pek çok davaya bakabilirler. Fikri mülkiyet hukuku bu noktada geniş kapsamlı bir hukuk dalıdır. Kesinlikle uzmanlık gerektiren bir sistemdir. Belirtilmiş olan alanda kişilerin hukuksal desek alması mantıklı bir karardır. Fikri mülkiyet hukukunda telif hakkı, faydalı model, tasarım ve aynı zamanda marka gibi konularda hizmet veren avukatlar bütün bu konular hakkında hukuka dair bilgilidirler. Teknik bir dal olmasının yanı sıra en iyi avukatlarla çalışarak bu süreçten faydalı sonuç alma imkanı bulunur.
Fikri mülkiyet hakları denildiği zaman kişilerin fikirlerini, buluşlarını ve eserlerini koruyan kişilerin düşünsel haklarını korumak olarak dikkat çeker. Söz konusu olan hukuk dalında yer alan fikri kelimesi ile kastedilen şey mülkiyetin bütünü olur. Bu kavram ile olarak eşya gibi somut nitelikteki değerler üzerinde ileri sürülebilecek bir hak gibi görünüyor olsa da fikri mülkiyet haklarına konu edilen mülkiyet kişinin sahip olduğu fikir üzerindeki hak sahipliğini belirtir.
Belirtilmiş olan nedenden dolayı fikri hakların konusunu mali değer taşıyan fikir ve sanat eserleri oluşturur. Bu haklarını fikir ve sanat eserleri ile sınai mülkiyet hakları olmak üzere iki ana başlık altında incelemek de söz konusudur. Belirtilen duruma göre fikir ve sanat eserleri bakımından 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nu, sınai haklara ilişkin uyuşmazlıklar durumunda da 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nu dikkate almak önem taşır.
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunları Nelerdir?
Fikir ve sanat eserleri kanunu incelendiği zaman eser sahibinin özelliklerini barındıran bilim ve edebiyat ve sinema eserleri gibi tanımlanan her türlü fikir ve sanat eserlerini koruma amacını güder. Eserin sahibi olan kişi kanun ve eseri meydana getiren kişi olarak belirtilir. Bahsi geçen eserler pek çok geniş bir alana sahiptir. Bunlardan bazıları ise şu şekilde sıralanır;
Güzel sanat eserleri
Sinema eserleri
İşlemeler
Derlemeler
Yayımlanmış eserler
Fikir ve sanat eserleri
Bu kapsamda eser sahibinin meydana getirdiği fikir ve sanat eseri üzerindeki haklarına telif hakkı olarak bilinir. Bu haklar mutlak hak niteliğindedir bu nedenle de ihlal eden herkese karşı ileri sürülmesiyle dikkat çeker. Telif hakkının doğumu için tescil edilmesine gerek bulunmaz. Söz konusu eserin yaratıldığı an itibariyle esere ilişkin haklar doğmuş olarak sayılır. Belirli ilkeler gereği ihlalin gerçekleştiği ülkede esere ilişkin hakların korunmasına dair mevzuat hükümleri geçerli olmasıyla dikkat çeker.
Eser sahibinin hakları kesinlikle koruma altına alınmalıdır. Bu kapsamda 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu eser sahibinin mali ve manevi haklarını belirlemiştir. Bu haklar ise şu şekilde sıralanır;
Umuma Arz Hakkı
Adın Belirtilmesi Yetkisi
Yayma Hakkı
Temsil Hakkı
Umuma İletim Hakkı
Eserde Değişiklik Yapılmasını Men Etme Yetkisi
Eser Sahibinin Malik Ve Zilyede Karşı Haklar
İşleme Hakkı
Çoğaltma Hakkı
Belirtilmiş olan eser haklarının korunmasında tescilin zorunlu olmadığı bilinen detaylar arasında. Lakin ispat bakımından kolaylık getirmek maksadıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı bir kayıt sistemine sahip olması da önemli bir avantaj sunar. Bu duruma göre Kültür ve Turizm Bakanlığı‘na kayıt ve tescil için başvuru yapılması söz konusudur.
Fikir ve sanat eserlerine tecavüz de sıklıkla yaşanabilen durumlar arasında yer alır. Böyle bir durumda eser hakkına tecavüz halinde hukuk ve ceza davaları söz konusu olur. Hem mali hem de manevi hakları tecavüze uğrayan kimseler çeşitli davalar açabilirler. Bu davalar ise şu şekilde sıralanır;
Tecavüzün Ref’i Davası
Tecavüzün Men’i Davası
Tazminat Davası
Fikri mülkiyet hukuki danışmanlık hizmeti ile birlikte eser sahipleri haklarını koruma altına alma imkanını elde eder. Bu kapsamda eser sahipleri, bağlantılı hak sahipleri ve hak sahiplerinin hukuki ihtilaf ve telif hakkı davalarında telif hakkı avukatına ihtiyaç duyması halinde gerekli desteği alarak bu sürecin üstesinden kolaylıkla gelebilir. Bu noktada bizler de uzman telif hakkı avukatlarımızla sizlere en iyi avukat ve en iyi hukuki danışmanlık hizmetini vermek için çalışmalarımızı en iyi şekilde sürdürmeye devam ediyoruz.